HESABIM
GİRİŞ YAP

Hoşgeldiniz! Hesabınıza buradan giriş yapabilirsiniz.



Yardım
ya da
YENİ HESAP OLUŞTUR

Bilgilerinizi girerek yeni bir hesap edinebilirsiniz.



Arif Akyaman

TÜRKİYE’DE TOPLUM VE SİYASET

 

KİTAP ADI: TÜRKİYE’DE TOPLUM VE SİYASET

 

YAZARI: ŞERİF MARDİN

 

YAYINEVİ: İLETİŞİM YAYINLARI

 

BASIM YERİ VE TARİHİ: İSTANBUL, 2017

 

SAYFA SAYISI: 308

 

YAZAR HAKKINDA KISA MALUMAT

 

Şerif Mardin,1927 yılında İstanbul’da doğdu. Galatasaray Lisesi’nde ve ardından ABD’de eğitim gördü.1969 yılında profesör oldu. Türkiye’de Boğaziçi ve Sabancı Üniversiteleri’nde öğretim görevlisi olarak görev aldı. 6 Eylül 2017 yılında hayatını kaybetti. Şerif Mardin; özellikle Türk siyasası konusunda mihenk taşı olmuş bir şahsiyettir.

 

KİTAP HAKKINDA BİR DEĞERLENDİRME

 

Bu, Türkiye’de Siyaset ve Toplum adlı makaleler mecmuu olan kitapta birebir Şerif Mardin’in ağzından çıkmamış lakin onun onay süzgecinden geçmiş fikirlerdeki makaleleri bulmak mümkündür. Günümüz Türkiye’sinde maalesef ki sosyologlar iki kutuptan birini seçmek mecburiyetinde bırakılmaktadır. Sosyologlarımız ya salt Atatürk devrim ve inkılapları izinde gidip ta Jön Türkler’den beridir devam eden Osmanoğlu’nu kötüleme yoluna gitmişlerdir ya da tam aksi istikamette Abdülhamit gibi isimleri kullanarak Atatürk ve onun çağdaş inkılap ve yaratmaya çalıştığı Türk toplumunu reddetmişlerdir. Bu iki görüş de onu savunanların ne haddidir ne de hakkı. Çünkü Atatürk ve onun inkılapları zaten 1839 Tanzimat ile birlikte Rumeli’den Arap coğrafyasına kadar tüm Osmanlı ülkesinde hissedilmiş olan Batıcılığın bir tezahürü ve zirve noktasıdır. İşte Şerif Mardin, objektif bir sosyologun yapması gerektiği noktada durmuş, Atatürkçü olmamasına rağmen Türkiye toplumunun inşa sürecindeki Atatürk’ün çaba ve gayretlerini ivazsız garazsız ortaya koyup yansıtmıştır.

 

Kitapta zaten ilk bölüm Türk toplum, siyasa ve halkının zaten Avrupa ve Batı ile aynı olmadığı, aynı kelime ile farklı şeylerin kastedilebildiği bazı durumlar dile getirilmiş ve ziyadesiyle örneklendirilmiştir. Böylece Türk toplumu ve siyasası araştırılırken Batılı kaynaklardan yararlanılması gerektiği ama onlarsız hiçbir şey yapılamayacakmış gibi yansıtılan yanlış bir düşünce hükümsüzlüğü ortaya konulmuştur.

 

Kitabın ikinci bölümünde, günümüzden geriye doğru anlatma tekniğine başvurulmuş ve ilk Osmanlı değil de günümüze yakın olan Atatürk devri anlatılmıştır. Keza Atatürk’ün banisi olduğu devletin siyasasını anlamak için de o günkü şartları ve zihniyeti bilmek gerekir.

  

Atatürk; zamanında Batılı devletler ile ilişkiler kurmuş hatta devletimiz bazı yönlerde Batının önüne geçmiştir ki bu 17. Yüzyıldan beridir Tuna Nehrinin doğusunda görülmedik bir şeydir.

 

Üçüncü kısımda ise Osmanlı’da modern olarak Batıcılığın başladığı Tanzimat devri esas alınarak bir çıkarım ve tahminlerde bulunulmuştur. Lakin Osmanlı’da Tanzimat öncesi de Batı ile ilişkiler mevcuttur. 2. Mehmet’in lalalarına Avrupa ekonomisi önderliğinde bir ekonomik reform hazırlatması, 4. Murad zamanında Koçi Bey Risaleleri, Lale Devri ve Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın ve hiç şüphesiz yenilikçi padişah 3. Selim’in faaliyetleri buna örnek gösterilebilir. Lakin modern olarak temelli bir Batılılaşma 2. Mahmut zamanı ve Tanzimat’a denk gelecektir.

 

Bu bölümde tarihte bize yanlış lanse edilen Ali Paşa ve onun faaliyetlerine, Osmanlı Batılılaşması’nın temellerine değinilip sadece askeri alana öncülük tanınması neticesinde ıslahatların yüzeysel kalmasına gem vurulmuştur.

 

Netice olarak; son 250 yıllık bir Batılılaşma serüveni içinde olan Türk toplumunu, ayrıntıları ile farklı kişilerin bakış açılarını yansıttıkları makaleleri ile kitap, bir fikir üstünde yoğunlaşmış ve Türk siyasasının bugün dahi karşı karşıya kaldığı sorunlara aslında o sorunların nedenini gösterip çözümü de tarihten örnekler ile açıklığa kavuşturmuştur.

                                                                           

 

Sayfayı Paylaş :