Kalbin Yüksek Atladığı Çıta Nereye Kuruludur?
Kalbin Yüksek Atladığı Çıta Nereye Kuruludur?
Öyle
bir büyüğüm olsa... Yapıp ettiklerimle değil de, yapmak istediklerimle alsa
boyumun ölçüsünü. Bitirdiğim işlere bakarak değil; içimde büyüttüğüm
hayallerimle takdir etse beni. Elimden gelenleri değil sadece; kalbimden
geçenleri tartsa şefkatinin terazisinde. İyilik yapmak isteyişimi de
iyiliklerimden saysa... Yapamasam da, yapmak isteyişimle yapmış saysa iyiliği.
Düşünüp tasarladığım kötülükten vazgeçtiğim için, kimsenin vazgeçtiğimin
farkına varmadığı kötülükten döndüm diye, sessizliği bozsa, omuzlarıma
dokundursa merhametini, gözümün içine bakıp "aferin!" dese. İçimin
zaferlerini ilan etse şehre. Kalbimin fetihleri için şehirler bağışlasa bana.
Yuttuğum kötü sözlerim için teşekkür etse. Saçlarını okşamak isteyip de
okşayamadığım yetimlerin saçları sayısınca ödüllendirse beni. Mazlumların
imdadına yetişemedim diye içimde yaktığım "Ah!"larca teselli etse
beni. Hiç olmazsa uykumu böldüm diye yoksullar için, komşusu açken deliksiz
uyuyanlardan, mazlumlar ağlarken hoyratça gülenlerden ayrı bir yere koysa beni...
Ettiklerimle değil, edemediklerimle de değil; etmek
istediklerimle, edemedim diye kendimi paraladıklarımla kıymet biçse bana.
Hapsetmese beni cılız kudretime...
Elimin eriştiği yerin sığlığında değil, hayallerimin göğüne
saldığım uçurtmaların ufkunda görse beni. Gözlerinin aynasına et kemikten
gövdemi değil; dünyaları avucunda eritmeye kararlı ruhumun heykelini konuk
etse... Bitirdiğim işlerin daracık hacmine sığıştırmasa varlığımı...
İdeallerimi kocaman ve mavi bir gökyüzü gibi sergilese bakışlarında...
Özlemlerimin her birini, çiçek çiçek gerçekleşmiş, tohumlarca filizlenmiş,
doyasıya meyvelenmiş bir bahar somutluğunda tutsa elinde...
Başarılarımı gerçekleştirdiğim sonuçların hafifliğince değil; arzu
ettiğim, umduğum, yoluna düştüğüm, uğrunda çabaladığım ideallerime göre
belirlese.
Kalbimde güneşleri taşıyorken, elimdeki titrek bir muma göre kıymetlenirsem
yazık değil mi bana? Kalbinde olsun sönük bir mum aydınlığını taşıyamayanlarla,
sırf elimde de mum yok diye aynı kefeye konulmuşsam ben, kalbimin karnesini
göstereceğim büyüğüm nerede?
Beni değerli kılan sadece elimle kazandıklarım ve
biriktirdiklerimse, azlar-çoklar arasında gidip gelen, var-yok arası çaresizce
çırpınan varlığın kuyusuna itilmiş bir zavallıyım. Elindekinin azalmasıyla
mahzun olan, çoğalttıklarının ise azalmasından korkarak yaşayan sığ bir zengin
olsam ne fayda? Hayatımın anlamı, aldığım sonuçlara bağlı olacaksa, başarılarım
ele geçirdiklerimle ölçülecekse, elden çıkmış dün ve geleceği kuşkulu bir yarın
arasına sıkışmış bir dilenciyim ben. Varlarıyla şımaran, yoklarıyla rezil olan,
varlarının daha da var olması için dilenen, eksilenleri yüzünden daha da ezilen
sığ bir varlıkla ne ederim ki? Gövdemi özne etmişsem kendime, etten kemikten,
yırtılabilir ve kırılabilir bir zeminde yalpalayarak yürüyen, kaslarına
asılarak dikilen, sonunda toprakta çürümeye mahkûm bir tedirginim ben.
Kalpsizlerin zalimce biriktirdikleri yanında küçük kalacaksam, taşıdığım kalbin
zenginliğini hangi aynada göreceğim? Gözleri eşyanın kör ufuklarına hapsedilmiş
ruhsuzların göz kamaştırıcı servetlerin gölgesinde aşağılanacaksam,
hayallerimin yüceliğine, umutlarımın sınırsızlığına kimin nazarında değer
arayacağım?
Mü'min isem eğer...
İçimin de içini Rabbimin nazarına gizli saklısız sunuyorsam,
Rabbime göründüğümü görerek var olanlardansam, değerimin Rablerinin katında
ölçüldüğüne inananlarla berabersem...
Etten kemikten gövdeden çıkan eylemleriyle değil; taş, kâğıt ve
metalden inşa edilen başarılarımla değil; ruhum üzerinde yükselen, kalbimle
inşa ettiğim niyetlerim üzerinden değer kazanırım.
Bedenim ve biriktirdiklerim azaldı diye üzülmem, azalacak diye
korkmam. Ete kemiğe göre azalıp çoğalmam. Para pula göre, metale betona göre
eksilip artmam. Kıymetimi O'ndan bilirim. Dünyanın hiçbir terazisinde ağır
gelmek için birik(tir)meye tenezzül etmem. Dünyanın terazilerinde hafif kaldım
diye hayıflanmam. Bedenime yaslanarak değil sadece, kalbimi ve ruhumu özne
yaparak, huzurunda kıyam ettiğimden alırım ben kıymetimi. Ayarımı O bilir, O
verir. O'nun nazarında hep tedavülde kalırım. O'nun yakınlığında ararım
geçerliliğimi...
Eylemlerim üzerinden değil, niyetlerim üzerinden tartar O beni.
Rabbimin değerler çıtasında kalbim kalıbımdan daha yüksek atlar.
Onun için der ki âlemlere rahmet Peygamberim [asm]: "Müminin
niyeti amelinden hayırlıdır."
Dr. Senai Demirci
KAYNAKÇA
Demirci, S. (2009). Kalbin Yüksek Atladığı Çıta Nereye Kuruludur? Erişim adresi http://www.sonpeygamber.info/kalbin-yuksek-atladigi-cita-nereye-kuruludur