• Vakfa Bağış Yap
  • Vakfa Üye Ol
  • Üye Ol
  • Giriş
  • Bize Ulaşın
  • Kurumsal
    • Biz Kimiz?
    • Mütevelli Heyeti
    • İstişare Heyeti
    • Yönetim Kurulu
    • Öğrenci Isleri Komisyonu
    • Vakıf Vekilleri Meclisi
      • Meclis Yürütme Kurulu
      • Seçilen Vakıf Vekilleri
      • Atanan Vakıf Vekilleri
      • Doğal Vakıf Vekilleri
    • Meclis Komisyonları
      • Seminer ve Disipliner Bilimsel Faaliyetler Komisyonu
      • Mevzuat ve Sosyokültürel Kulüp Faaliyetleri Komisyonu
      • Kurum İçi İlişkileri ve Dayanışmayı Geliştirme Komisyonu
      • Tanıtım, Sosyal Medya Takip ve Dilekçe Komisyonu
    • Vakıf Genel Kurulu
    • Üyeler
    • Hesap Bilgilerimiz
  • Mevzuat
    • Vakıf Senedi
    • İstişare Heyeti Yönetmeliği
    • Burs Yönetmeliği
    • Bursiyer Faaliyetleri Yönetmeliği
    • Vakıf Meclisi Yönetmeliği
    • Vakıf Meclisi Komisyonları Yönergesi
  • Kademvakfı
  • @Kademvakfı
  • LiteraYayıncılık

logo

  • BURSLAR
    • Burs Yönetmeliği
    • Burs Şartları
    • Gerekli Belgeler
    • Başvuru Formu
  • SEMİNERLER
    • Şahsiyet Düşünce Ve İfade
    • Dünya Fikir Sanat ve Edebiyat Tarihi
    • Varlık ve Hayattaki Yerleri ile Disipliner Sanatlar
    • Bilimsel Araştırma Teknikleri ve Metodoloji
  • KİTAP KULÜBÜ
    • Yönetmelik
    • Etkinlikler
  • MAKALELER
    • Öğrenci Makaleleri
    • Yayınlanmış Makaleler
  • ORGANİZASYONLAR
    • Öğrenci Organizasyonları
      • Faaliyetler
      • Geziler
      • Misafirlerimiz
    • Kurumsal Organizasyonlar
  • PROJELER
    • Devam eden Projeler
  • MEYDAN
  • BASINDA VAKFIMIZ
...HIZLI MENÜ...
  • BURSLAR
    • Burs Yönetmeliği
    • Burs Şartları
    • Gerekli Belgeler
    • Başvuru Formu
  • SEMİNERLER
    • Şahsiyet Düşünce Ve İfade
    • Dünya Fikir Sanat ve Edebiyat Tarihi
    • Varlık ve Hayattaki Yerleri ile Disipliner Sanatlar
    • Bilimsel Araştırma Teknikleri ve Metodoloji
  • KİTAP KULÜBÜ
    • Yönetmelik
    • Etkinlikler
  • MAKALELER
    • Öğrenci Makaleleri
    • Yayınlanmış Makaleler
  • ORGANİZASYONLAR
    • Öğrenci Organizasyonları
      • Faaliyetler
      • Geziler
      • Misafirlerimiz
    • Kurumsal Organizasyonlar
  • PROJELER
    • Devam eden Projeler
  • MEYDAN
  • BASINDA VAKFIMIZ
    Skip Navigation Links

''Veronika Ölmek İstiyor''-1.Sınıf Kitap Kulübü ve Değerlendirme.

23/11/2018
AYŞEGÜL YAŞAROĞLUKİTAP KULÜBÜ
387
0
          Kitap Kulübü etkinliklerimize başladık.1.Sınıf olarak  '' Dünya Edebiyatı-Roman'' kategorisinde bu ay okuyup değerlendirdiğimiz kitap Paulo Coelho'nun 'Veronika Ölmek İstiyor' adlı romanı  oldu.Sunumunu Galatasaray Üniversitesi-Uluslar Arası İlişkiler bölümü öğrencisi Mehmet Akif Uzer arkadaşımız üstlendi.Başarılı ve etkin sunumundan dolayı sevgili arkadaşımıza ve değerli katkılarından dolayı da tüm katılımcı arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz.
.
Arkadaşlarımızın kitaba dair yazdıkları değerlendirme yazılarından ikisini sizlerle paylaşıyoruz. İlki Marmara Üniversitesi-İlahiyat Fakültesi öğrencisi sevgili Mehmet Havuz'a ait.

AMAÇ VE İDEALLERİMİZ

Ölüm, bir gün mutlaka hepimizin kapısını çalacak. Bu apaçık ortadadır, önemli olan da bu değildir zaten. Önemli olan ölümün bizi ne zaman ve  ne şekilde bulacağıdır.Ama her ne kadar bu zikrettiğimiz şeylerin önemli olduğunu söylesek de, insan ; hayatındaki meşgalelerden, karmaşalar silsilesinden dolayı bu gerçeği unutuyor. İnsan her an ölebileceği ihtimalini aklına getirmiyor. Bu da doğal olarak sanki sonsuza kadar yaşayacakmışız gibi kendimizi günlük rutin işlere bırakmamıza neden oluyor. Oysa ki hayatımız standartlaşmış, kalıplaşmış olaylar zincirinden ibaret olmamalıdır. Burada geçirdiğimiz her dakika her saniye sandığımız kadar ucuz değil, elimizden uçup gidiyor ve her defasında bizden bir şeyler koparıyor.

Her ne kadar kontrolümüzü hayata bıraksak da kim olursa olsun hepimizin hayalleri vardır. Yapmak istediklerimiz ya da hiç keşfetmediğimiz gizli saklı yeteneklerimiz... İşte bunlar hayatımızı anlamlandıran, farklı kılan unsurlardır. Ama bu yeteneklerimizi veyahut hayallerimizi gün yüzüne çıkarmak, gerçekleştirmek çok da kolay değildir. Hepimizin üstünde hayallerimizi, isteklerimizi en önemlisi de benliğimizi bastıran bir karabasan vardır. Kimi için bu karabasan, isteklerimiz ile ailemizin beklentileri arasındaki uçurumdur ya da çevremizin bizim hakkımızdaki düşüncelerinde normal bir birey olarak görünmek istememizdir. Sanırım çok az kişi bunların üstesinden gelebilmiştir. Paulo Coelho'nun da dediği gibi "korkaklık,ya da hiç yakanı bırakmayan yanılma korkusu, başkalarının senden beklediklerini gerçekleştirememe korkusu." İşte mesele tam da bu... Bunu aşmak zorundayız. Toplumun beklentileri bizim isteklerimizin önüne geçmemelidir..

Eğer  öleceğimiz zamanı bilme şansımız olsaydı, herhalde her şey farklı olurdu. Tıpkı "Veronika Ölmek İstiyor" kitabında Veronika karakteri gibi. Biz bazı şeyleri anlamak için dönüm noktalarına ihtiyaç duyuyoruz. Bu dönüm noktaları bize hayatın manasını, özünü kavramamıza yardımcı oluyor. Ölüm, hayatımızın bir parçası haline gelirse eğer; yani her geçen zamanı ideal geleceğimizi oluşturmak için bir nimet olarak görürsek, sanırım bu idealleri gerçekleştirme uğruna ölümü bile göze alırdık. Bunun tam tersi de olabilir. İstenilen bir hayata sahip olamama durumunda yaşamaktan vazgeçmek gibi...

Hayatınızın bir amacı varsa, uğrunda ölebileceğiniz idealiniz varsa hayatınızın bir anlamı, sebebi olur.

Yazımızın en başında da dediğimiz gibi "Ölüm bizi ne zaman bulacak?", ki bunu bilmiyoruz. Bu yüzden günlerimizi sanki son günümüzmüş gibi yaşamalıyız. İkinci olarak da "ölüm kapımızı çaldığında ne durumda ve onu ne şekilde karşılamak istiyoruz?" Eğer yaşlandığımızda ya da son günlerimizi yaşadığımızın farkına vardığımızda yapmak istediklerimizden, ideallerimizden vazgeçmiş, hayatın yönlendirmeleriyle geçirdiysek ömrümüzü, koskoca bir hayatı boşuna yaşamışız demektir..

Bu yüzden çok geç olmadan toplum içinde farklı vasıflarla vasıflandırılmayı da göze alarak hayatımıza bir anlam katmaya çalışalım.                                                 

"Kendinize delilikler yapma fırsatı verin. Aslında herkes deli, en deliler de deli olduklarının farkında olmayanlar..."

 

                                                                                                    MEHMET HAVUZ

.

 İkinci değerlendirme yazımız da  Boğaziçi Üniversitesi-Çeviribilim Bölümü öğrencisi sevgili Selen M.A.Saleh'in kaleminden;

.

VERONIKA ÖLMEK İSTİYOR, PEKİ YA SEN?
.
 Veronica Ölmek İstiyor, yazarın okuduğum ilk kitabı. Coelho kendini kitaba dahil ederek, okuyuculara kitabı neden yazdığını, en azından Veronika ile ortak yaşanmışlıkları hakkında ipucu vermeyi ve hepimizin aslında biraz da olsa deli olduğunu anlatmaya çalışıyor.
 Kitap Veronika’nın intihar sahnesiyle başlıyor, Veronika 24 yaşında, monoton hayatından sıkılmış ve kendi hayatına son vermeyi isteyen bir genç kız. Kitabın ilk sayfasından itibaren Veronika’nın güçlü fakat bir o kadar da oyuncu kişiliğinin etkisini hissedebiliyoruz. Gençliğinin bitişiyle gelecek olan hastalıklardan, dostlarını yitirmekten ve değer verdiği her şeyi yitirmekten korkan birine göre ölmek gerçekten pek cesurca.
Veronika’nın başarısız intihar girişimi sonrası ettiği cümle kitabın ikinci bölümüne harika bir girişti. ‘’Ah, bu dünyanın acıları hiçbir şeye benzemez, hemen anlaşılır.’’ Parmağınızın mum alevine değmesi bile sinir hücrelerinizde sayısız sinyale neden olurken, varoluşun kendisinin bir zahmet haline gelmesi, Veronika’nın aslında ölmemekle beraber belki de kendi cehennemine düşmesi miydi?
Ne için yaşıyoruz? Ne için varız? Varlığın amacı nedir? Amacı varsa bu amacın uygulanması zorunlu mudur yoksa sadece var mıdır? Bunun gibi sayısız soruyu tek bir nefeste türetebilirken tutarlı bir cevap vermek nedense bir o kadar zor. Psikologların yıllarca yüzleşmekten kaçındığı sorunun kitabın temelini oluşturduğunu görebiliriz.
‘’Herkesin ne olursa olsun hayatta kalmak için savaş verdiği bir dünyada, ölmeyi anmak kolay mı?’’
Veronika’nın umutsuzlukla boğuştuğu ve kendini tekrardan keşfetmeye başladığı günlerdeki iç düşüncelerindeki bencillik, Coelho’nun insan doğasına acımasız bakışı olarak nitelendirilebilir. Veronika’nın ebeveynleri üzerinden kendi geleceğini öngörmesi, evlenip çocuk yaptıktan sonra yaşayacağı olasılığı, yüksek felaketleri sıralarken aslında bizim kültürümüzde de olan ebeveynin çocuk için yaşamasına dair yaptığı yorum kitaptaki en çarpıcı alıntılardan biri sayılabilir. ‘’Çocuklarımın yaşam nedenim olduğunu söyleyeceğim herkese, oysa aslında yaşamım onların yaşama nedenidir.’’ Annenin aslında bir nevi yaratıcı olduğu konumdan, sadece bakıcı konumuna itelenmesi ve sorumluluk altında değerinin düşürülmesine dair ince düşünülmüş bir görüş. Kitapta Veronika’nın en sert çıktığı yerlerden biri belki de.
Kitap ilerledikçe, Coelho diğer karakterlerin hayatlarına bakmamız için minik kapılar açıyor önümüze. Yan karakterlerin her biri farklı bir psikolojik hastalıkla eşleştirilmiş, Zedka’nın depresyonu, Mari’nin panik bozukluğu ve Eduard’ın şizofrenisi var ve her birinin hastalığı hayatlarının bir bölümünde dayanılamaz hale gelince kendilerini Villete’de, eskiden hapishane olan akıl hastanesinde bulmuşlar. Karakterlerin Veronika ile ilişkilerinin farklı seviyelerde olması ve kitabın sonuna doğru bu rollerin Veronika üzerindeki etkisi tartışılmaz. Zedka’nın arkadaşlığından, Mari’nin bilge karakterine ve son olarak kendi içinde bir bulmaca olan aşık rolünde Eduard’a…
‘’Hepimiz şu ya da bu şekilde deliyiz zaten.’’
Kitap boyunca deliliğin ne olduğu, kime deli denebileceği sayısız kez tartışılırken, bu konu hakkında kitap karakterleriyle piyon gibi oynayan Dr.Igor karşımıza çıkıyor. Veronika’nın intihar etmesinin ardındaki sebebi kendi tezinde bahsettiği zehir içeriğine yıkarak, Veronika’yı manipüle ederek onu ister istemez tedavi ettiğini görüyoruz. En azından, intihar eğilimini azalttığını söyleyebiliriz.
Bir insan neden kendinden nefret eder? Yapabileceklerinden mi yoksa yapamayacaklarından mı korkar? Kaybedeceklerinden korkması birinin kendini öldürmesi için yeterli bir sebep midir? Veronika, yatağında midesinde sayısız uyku hapı ile yatarken ölümü hakkında rahatken neden doktorun sayılı günün kaldı demesiyle ölümden korkmaya başladı? Veronika’nın en başından beri yitirmekten korkup da yitirdiği tek bir şey vardı: Özgürlüğü. Kitabın ilerleyen kısımlarında Veronika’nın ailesi için piyanist olma hayallerini bırakıp hukuk okuduğunu öğrendiğimiz an Veronika’nın karakteri hakkında kilit bir bilgiye ulaşıyoruz. En başından beri umursamaz, güçlü gözüken Veronika’nın hayatından verdiği bu tavizin onun kişiliğinde bıraktığı ize. Onu intiharına iten şeyin ne olduğuna. Başka bir Veronika olamayacak olması, kendi istediği Veronika olamayacak olması.
Kitabın son kısmında Veronika ve Eduard’ın ani gelişen aşkı, kitabın seyrini gerçekçilikten çıkarmış gibi olsa da, açık uçlu son, Dr.Igor’un tezini okuma isteğini doruk noktasına ulaştırıyor. Kitap boyunca uyguladığı etik olmayan tekniklere ve radikal görüşlere sahip olan Dr.Igor’un delilik hakkındaki farklı olan görüşünün üzerinden, bizden farklı olan herkese deli diyebilir miyiz? Belki de bu yüzden Mari gitmek istediğinde, Kardeşlik Çemberin’dekiler ona deli dediler. Belki de bu yüzden Eduard’ın anne ve babası onu akıl hastanesine yatırdı. Belki de bu yüzden Veronika kendini öldürmek istedi.
Hepimiz birbirimizden farklıysak, hangimiz normal? Kimin deli olup olmadığına kravatlar üzerine görüşlerimiz karar mı verecek? Yoksa Cennet Görüntüleri’ni aramamız mı? İmkansız bir aşka takılı kalmak mı bizi deli yapacak? Yoksa kendimizden kaçmamız mı?
Coelho kitabın sonunda hepimize biraz deli olduğumuzu gösteriyor. Kabullenmek istemeyenlere ise Veronika’nın ağzından seslenmeyi unutmuyor.
‘’Aslında herkes deli, en deliler de deli olduklarının farkında olmayanlar.’’

                                                                                                         SELEN

PAYLAŞ
  • facebook
  • twitter
  • google+

Yorumlar

Bu Yazıya Yapılan Yorum Bulunmamaktadır.

Yorum Yapın

Yorum Gönder

.

.

BASINDA VAKFIMIZ

Şahsiyet, Düşünce ve İfade Üzerine

Dünya Fikir Sanat ve Edebiyat Tarihi

Varlık ve Hayattaki Yerleriyle Disiplinler

Kadem
Kalıcı Değerler ve Maarif Vakfı

TAKVİM

SON EKLENENLER

BİR GARİP YOLCUYUM ERASMUS YOLLARIN...

  • 137
  • 0

2. Kitap Değerlendirme Toplantısı "...

  • 75
  • 0

Kağıt mı? Ekran mı?

  • 46
  • 0

E-BÜLTEN

Adınız Soyadınız

E-Posta Adresiniz
Abone Ol

  • Bize Ulaşın
  • Kurumsal
  • Mevzuat
© 2014. Tüm Hakkı Saklıdır. Kadem | Kalıcı Değerler ve Maarif Vakfı | Developed by KumSaati